-
1 süs eşyası
1. knickknack 2. knickknackery -
2 kadınların alınlarına bağladıkları gümüş süs eşyası
netrikTürk-Kürt Sözlük > kadınların alınlarına bağladıkları gümüş süs eşyası
-
3 süs
украше́ние, убра́нство; наря́д, туале́т; убо́р; орна́ментsüs bitkisi — декорати́вные расте́ния
süs eşyası — пре́дметы туале́та (украшения)
□
süs etmek — наряжа́ться, украша́ться◊
(kendine) süsü vermek — выдава́ть себя́ за кого́-ли́бо друго́го -
4 süs
bəzək; süs eşyası – bəzək-düzək, bijuteriyabəzək, süs -
5 knickknack
süs eşyası -
6 knickknackery
süs eşyası -
7 knickknack
süs eşyası -
8 knickknackery
süs eşyası -
9 ornament
süs, süs esyasi, süslemek -
10 knick-knack
süs esyasi, cici bici -
11 butik
1. دكان [دُكَّان]2. متجر [مَتْجَر]3. محل [مَحَلّ]4. مخزن [مَخْزَن] -
12 kehribar
1. كهربا [كَهْرَبَا]2. كهرباء [كَهْرَباء]3. كهرمان [كَهْرَمان] -
13 inci
1. در [دُرّ]2. لؤلؤ [لُؤْلُؤ] -
14 مخزن
Iمُخَزَّن1. kumanya2. cephanelik3. zahireIIمُخَزِّنstokçuAnlamı: stok yapan kimseمَخْزَن1. kilerAnlamı: ambar2. butik3. mahzenAnlamı: yer altı deposu4. kırk ambar5. ticarethane6. ardiyeAnlamı: genellikle ticaret eşyası saklanan yer, depo, antrepo7. ambar8. depoAnlamı: korunmak, saklanmak için bir şeyin konulduğu yer -
15 زينة
زِينَة1. takıAnlamı: kadınların süs eşyası2. süsAnlamı: süslemeye, süslenmeye yarayan şey3. bezekAnlamı: süs, ziynet4. ziynetAnlamı: süs, bezek5. aksesuarAnlamı: ışlevi olmayan nesne, dekor veya kadın giyimini bütünleyen eşya6. dekorAnlamı: tiyatro, sinema ve televizyonda sahneye konulan eseri yazıldığı yerin, çağının özelliklerini belirleyen çeşitli öğelerin bütünü -
16 украшение
-
17 trinket
n. biblo, incik boncuk, ıvır zıvır, değersiz süs* * *değersiz süs* * *['triŋkit](a small (usually cheap) ornament or piece of jewellery: That shop sells postcards and trinkets.) ufak süs eşyası, incik boncuk -
18 حلية
-
19 eşya
вещь (ж) предме́т (м)* * *ве́щи, предме́тыeşya fiyatları — це́ны на ве́щи
eşya vagonu — бага́жный ваго́н
süs eşyası — предме́ты украше́ния
şahsî eşya — ли́чные ве́щи
-
20 художественный
sanatsal* * *врзsanat °; sanatsal, artistikхудо́жественное учи́лище — tatbiki güzel sanatlar okulu
худо́жественный руководи́тель (ансамбля и т. п.) — sanat yönetmeni
худо́жественное мастерство́ — sanatçı / sanat ustalığı
худо́жественный фильм — öykülü filim
худо́жественная литерату́ра — edebiyat, güzel-yazın
худо́жественное произведе́ние — sanat eseri / yapıtı, sanatsal ürün
худо́жественная откры́тка — resimli kart, kartpostal
худо́жественные изде́лия из фарфо́ра — porselen süs eşyası
лю́стра худо́жественной рабо́ты — sanatçı işi avize
худо́жественная гимна́стика — artistik jimnastik
худо́жественное дарова́ние — üstün artistik yetenekler
вы́разить / показа́ть худо́жественными сре́дствами — bir şeyi sanat araçlarıyla ifade etmek / açıklamak
худо́жественный о́браз — sanatsal imaj / imge
худо́жественное тво́рчество — sanatsal yaratıcılık
худо́жественное изображе́ние чего-л. (средствами живописи) — bir şeyin sanatsal resmedilişi
См. также в других словарях:
iğne — is. 1) Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç 2) İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç Çengelli iğne. Toplu iğne. 3) Toplu iğnenin süs olarak kullanılan, iri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alınlık — is., ğı, hlk. 1) Kadınların alınlarına taktıkları altın veya gümüşten süs eşyası 2) Yapılarda cephe süsü … Çağatay Osmanlı Sözlük
altın bilezik — is., ği 1) Kola takılan ve pek çok türü olan, altından yapılmış süs eşyası 2) mec. Geçimi sağlayan sanat veya meslek Bileğimde keman gibi altın bilezik var. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
asım takım — is., hlk. Kadınların takındıkları süs eşyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
biblo — is., Fr. bibelot Çeşitli maddelerden yapılan heykel, vazo vb. zarif, küçük süs eşyası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller biblo gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bijuteri — is., Fr. bijouterie 1) Kuyumcunun yaptığı değerli takıların tamamı 2) Değerli olmayan maden veya taşlardan yapılmış takı, süs eşyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
bonmarşe — is., Fr. bon marché İçinde her türlü giyim, süs eşyası oyuncak vb. satılan büyük mağaza … Çağatay Osmanlı Sözlük
butik — is., ği, Fr. boutique Giyim ve süs eşyası satılan dükkân Birleşik Sözler butik otel … Çağatay Osmanlı Sözlük
cici bici — is. Süslü giysi veya süs eşyası Bana baksana! Şu takıp takıştırdığım cici bicileri görsene. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiçeklik — is., ği 1) Koparılmış çiçekleri koymaya yarar kap Her evde, bahçelerde, sofalarda, odalarda, saksılarda, çiçekliklerde çiçekler bulunur. A. Ş. Hisar 2) Çiçek saksılarını koymaya veya çiçek yetiştirmeye ayrılmış yer 3) Eski evlerde süs eşyası… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fötr — is., Fr. feutre 1) Şapka, çanta, çiçek ve başka süs eşyası yapmak için kullanılan ince ve yumuşak keçe Fötr şapkası, şapkadan başka her şeye benziyor... K. Tahir 2) sf. Bu keçeden yapılmış (şapka) … Çağatay Osmanlı Sözlük